Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
"Yüksek öğrenim görmüş ya da mesleğinde ilerlemiş, yaratma ve araştırma gücü fazla elemanların iktisaden kalkınmış ülkelere çalışmak ya da yerleşmek üzere göç etmelerine beyin göçü denilmektedir". Başka bir tanıma göre, "Yüksek meslekî niteliğe sahip erkek ve kadın işgücünün kendi anavatanında başka ülkelere orada çalışmak amacıyla gidişidir". Yüksek nitelikteki meslekî insangücünden ise genellikle, teknisyenler (mühendisler), bilim adamları (Fizikçiler, kimyagerler, jeologlar, Matematisyenler, ekonomistler, psikologlar vb. ile doktorlar ve dişçileri anlamaktayız.
Yüksek nitelikteki bu kimseler, kalkınma sürecinde rol oynayan çeşitli zorunlu rollere sahiptirler.
Bu nitelikteki kimselerin özelliklerini şu noktalarda toplayabiliriz:
1. Kalkınma dünyasına entelektüel bir köprü teşkil ederler. Yâni herhangi bir yerdeki kalkınma ile ilgili düşünce ve teknolojileri değerlendirir ve kabul ederler.
2. Prodüktif süreçleri, kaynakları ve çağdaş toplumun karmaşık yapılarını geliştirir, korur ve yönetirler.
3. Eğer bir ulus, modern bir devlet olmak istiyorsa, bunlar entelektüel seçkin olarak gerekli yapısal ve kurumsal değişmeleri meydana getirirler.
4. Onların yeri doldurulmaz çabaları ve kurdukları ölçünler, eğitsel ve tahsilli kişilerin, gelecek kuşakları biçimlendirdiği diğer kurumları geniş ölçüde etkiler.
Yukarda tanımını yaptığımız bu olay sadece yurdumuza özgü olmayıp, bütün üçüncü dünya ülkelerinden, az gelişmiş ve hatta gelişmiş ülkelerden, daha fazla gelişmiş ülkelere doğru cereyan etmektedir. Fakat hareketin yönü, genellikle az gelişmiş ülkelerden gelişmiş ülkelere ve oradan da çok gelişmiş ülkelere doğru bir zincir biçimindedir. Çünkü gelişmiş ülkeler sanayileşmiş olduklarından sanayileşme, bilginlere, teknisyenlere ve uzmanlara geometrik olarak artan bir ihtiyaç duyar.
Beyin göçünün nedenleri 6 grupta toplanabilir
· Düşük üçret politikası varlığı,
· Vergi oranlarının yüksek olması,
· Ekonomik istikrarsızlık varlığı,
· Gelecek endişesi olması.
· Etnik köken farklılığı/ayrılığı oluşumu,
· Siyasal istikrarsızlık oluşumu,
· Siyasetin iş hayatına girip, onu kontrol etmesi.
· Ar-Ge’ye önem vermeme,
· Bilim ve teknolojiye değer vermeme,
· Fikir üretiminin ve buluşun para etmemesi ve desteklenmemesi,
· Ar-Ge alt yapı eksikliği,
· Ar-Ge yatırım teşvik azlığı,
· Ar-Ge yatırım yardımı azlığı,
· Ar-Ge vergi indirimlerinin yetersizliği.
· Kişibaşına (142 $) en az eğitim harcaması yapan 5. ülke olmamız,
· Eğitim harcamasında 109 ülke içinde 105. sırada yer almamız,
· Ulusal gelirden eğitime ayrılan pay Dünya ortalaması %5.2 iken bizde %2.2 olması,
· Kalıcı milli eğitim politikası yokluğu,
· Eğitimde fırsat eşitsizliği oluşu.
· Üniversite mezunlarının %70’inin meslekleriyle ilgisiz işlerde çalışması,
· En fazla işsizliğin Üniversite mezunları arasında olması,
· İş bulamama.
· Yabancı dilde eğitim beyin göçünde katalizör görevi görmesi,
· Yabancı dilde eğitim batıya bedavaya insan kaynağı üretmeye yardımcı oluyor.
Eğitilmiş insan sermayesinin fakir ülkelerden akışı/kaçışı batı dünyasının bilim ve ekonomisini artırırken, göç veren ülkelerin gelişmelerini yavaşlatmakta/engellemektedir. Buda beyin göçünün az gelişmişlikle özdeşleşmesi anlamına gelmektedir. Beyin göçünü engellemek/kontrol etmek sadece gelişmekte olan ülkenin elinde değildir. Gelişmiş ülkelerdeki iş ve fırsat olanakları olduğu ve daha iyi bir gelecek sunulduğu sürece beyin göçü kaçınılmaz olarak devam edecektir. Yapılacak en iyi iş bunu minimuma indirmektir. Ülkemiz insanlarının refah düzeyini artırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek bilim, teknoloji ve buluş yeteneğimizin yükselmesine bağlıdır. Buda ancak yetişmiş beyinlerle başarılabilir. En önemli yatırım eğitilmiş insana yapılan yatırımdır. Refah seviyemizi ancak teknoloji üreterek artırabiliriz. Bunu da bilime, teknolojiye, Ar-Ge’ye ve yetişmiş beyin gücüne gereken önem verilerek başarabiliriz. Ülkemizde beyin göçünü tersine çevirecek akımların acilen güçlendirilmesine ihtiyaç vardır. Bunun için Ar-Ge’ye önem verilip, Tekno-Parklar ve Araştırma Merkezleri kurulup verimli işletilmesinde ve Üniversitelerin cazip hale getirilmesinde yarar vardır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:28 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Beyin Göçü Nedir
Yüksek nitelikteki bu kimseler, kalkınma sürecinde rol oynayan çeşitli zorunlu rollere sahiptirler.
Bu nitelikteki kimselerin özelliklerini şu noktalarda toplayabiliriz:
1. Kalkınma dünyasına entelektüel bir köprü teşkil ederler. Yâni herhangi bir yerdeki kalkınma ile ilgili düşünce ve teknolojileri değerlendirir ve kabul ederler.
2. Prodüktif süreçleri, kaynakları ve çağdaş toplumun karmaşık yapılarını geliştirir, korur ve yönetirler.
3. Eğer bir ulus, modern bir devlet olmak istiyorsa, bunlar entelektüel seçkin olarak gerekli yapısal ve kurumsal değişmeleri meydana getirirler.
4. Onların yeri doldurulmaz çabaları ve kurdukları ölçünler, eğitsel ve tahsilli kişilerin, gelecek kuşakları biçimlendirdiği diğer kurumları geniş ölçüde etkiler.
Yukarda tanımını yaptığımız bu olay sadece yurdumuza özgü olmayıp, bütün üçüncü dünya ülkelerinden, az gelişmiş ve hatta gelişmiş ülkelerden, daha fazla gelişmiş ülkelere doğru cereyan etmektedir. Fakat hareketin yönü, genellikle az gelişmiş ülkelerden gelişmiş ülkelere ve oradan da çok gelişmiş ülkelere doğru bir zincir biçimindedir. Çünkü gelişmiş ülkeler sanayileşmiş olduklarından sanayileşme, bilginlere, teknisyenlere ve uzmanlara geometrik olarak artan bir ihtiyaç duyar.
BEYİN GÖÇÜNÜN NEDENLERİ
Beyin göçünün nedenleri 6 grupta toplanabilir
1) Ekonomik Nedenler
· Düşük üçret politikası varlığı,
· Vergi oranlarının yüksek olması,
· Ekonomik istikrarsızlık varlığı,
· Gelecek endişesi olması.
2) Politik Siyasal Nedenler
· Etnik köken farklılığı/ayrılığı oluşumu,
· Siyasal istikrarsızlık oluşumu,
· Siyasetin iş hayatına girip, onu kontrol etmesi.
3) Bilim ve Teknoloji Politikalarındaki Yanlışlıklar
· Ar-Ge’ye önem vermeme,
· Bilim ve teknolojiye değer vermeme,
· Fikir üretiminin ve buluşun para etmemesi ve desteklenmemesi,
· Ar-Ge alt yapı eksikliği,
· Ar-Ge yatırım teşvik azlığı,
· Ar-Ge yatırım yardımı azlığı,
· Ar-Ge vergi indirimlerinin yetersizliği.
4) Eğitim Sistemindeki Çarpıklıklar
· Kişibaşına (142 $) en az eğitim harcaması yapan 5. ülke olmamız,
· Eğitim harcamasında 109 ülke içinde 105. sırada yer almamız,
· Ulusal gelirden eğitime ayrılan pay Dünya ortalaması %5.2 iken bizde %2.2 olması,
· Kalıcı milli eğitim politikası yokluğu,
· Eğitimde fırsat eşitsizliği oluşu.
5) İşsizlik
· Üniversite mezunlarının %70’inin meslekleriyle ilgisiz işlerde çalışması,
· En fazla işsizliğin Üniversite mezunları arasında olması,
· İş bulamama.
6) Yabancı Dilde Eğitim
· Yabancı dilde eğitim beyin göçünde katalizör görevi görmesi,
· Yabancı dilde eğitim batıya bedavaya insan kaynağı üretmeye yardımcı oluyor.
BEYİN GÖÇÜNÜN SONUÇLARI
Eğitilmiş insan sermayesinin fakir ülkelerden akışı/kaçışı batı dünyasının bilim ve ekonomisini artırırken, göç veren ülkelerin gelişmelerini yavaşlatmakta/engellemektedir. Buda beyin göçünün az gelişmişlikle özdeşleşmesi anlamına gelmektedir. Beyin göçünü engellemek/kontrol etmek sadece gelişmekte olan ülkenin elinde değildir. Gelişmiş ülkelerdeki iş ve fırsat olanakları olduğu ve daha iyi bir gelecek sunulduğu sürece beyin göçü kaçınılmaz olarak devam edecektir. Yapılacak en iyi iş bunu minimuma indirmektir. Ülkemiz insanlarının refah düzeyini artırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek bilim, teknoloji ve buluş yeteneğimizin yükselmesine bağlıdır. Buda ancak yetişmiş beyinlerle başarılabilir. En önemli yatırım eğitilmiş insana yapılan yatırımdır. Refah seviyemizi ancak teknoloji üreterek artırabiliriz. Bunu da bilime, teknolojiye, Ar-Ge’ye ve yetişmiş beyin gücüne gereken önem verilerek başarabiliriz. Ülkemizde beyin göçünü tersine çevirecek akımların acilen güçlendirilmesine ihtiyaç vardır. Bunun için Ar-Ge’ye önem verilip, Tekno-Parklar ve Araştırma Merkezleri kurulup verimli işletilmesinde ve Üniversitelerin cazip hale getirilmesinde yarar vardır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:28 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx